Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; dönüşüme geçen dünyada farklılaşan ihtiyaçlara göre şekillenen yeni eğitim öğretim anlayışıyla bir araya getirilmiştir. Bu yaklaşım insanı; ruh ve bedenden meydana gelen bir varlık olarak ele almaktadır. Böylece bütüncül yaklaşımı benimsemek suretiyle yetkin ve erdemli insan yetiştirilmesini amaç edinmiştir. Beden; insanın biyolojik, fizyolojik yapısının sağlıklı gelişimi için gerekli beslenme, uyku gibi faktörlerden etkilenmektedir. Ruh ise kişiyi meydana getiren duygusal, ahlaki ve entelektüel yetilerin tümünü ifade eder. Sağlıklı bireyler fizyolojik olarak ve ruhsal olarak iyi yetişmiş, olgunlaşmış, benlik bütünlüğünü tamamlamış kişiler olarak görülür.

Bu proje ile sağlıklı bireyler yetiştirmek için çok önemli olan 0-6 yaş arasında bireylerin fiziksel, duygusal ve sosyal yönden ihtiyaçlarına vurgu yapmak suretiyle anne babaları bilgilendirmek amaçlanmıştır.

Bu uygulamayı başlatma da ilk çocukluk yıllarındaki yaşantıların hayatın diğer alanlarında ne kadar önemli olduğu bilinci etkili olmuştur. Kişiliğimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, davranışlarımız ve ilişki kurma biçimlerimizin çoğunlukla erken çocukluk yıllarında öğrenilmiş, içselleştirilmiş yaşantılar olduğu bilinmektedir. Projenin hareket noktası; 0-6 yaş aralığındaki fiziksel ve sosyal çevrenin, bireyin; kişilik gelişimi, sosyalleşme biçimleri, ilişki geliştirme tarzları, beslenmeye bağlı fiziksel gelişim (beyin gelişimi, sağlıklı beslenme ve uyku vb.) ve birçok kişilik bozukluklarının temelinde de erken çocukluk yaşantılarının etkili olduğunun bilinmesi olmuştur. Bu durumlar okulumuzun psikolojik danışma biriminde de istişare edilerek böyle bir uygulamanın yapılmasına karar verilmiştir.

Özellikle küçük yaş grubunda çocukları olan velilere; afiş, görsel, yüz yüze görüşmeler ve her türlü iletişim araçlarının yardımı ile ulaşılmıştır. Çalışmaya gönüllük esasına dayalı olarak başlanmıştır. Önce akademik olarak Erikson’un gelişim dönemleri kuramından ve Bowlby’ in bağlanma kuramından yararlanarak 0-6 yaş arası gelişim özellikleri, ihtiyaçlar ve gelişim ödevleri hakkında akademik bilgi verilmiştir. Velilerin sürece etkin katılımı adına başta; görsel, afiş, drama gibi uygulamalar olmak üzere metaforik hikayelerden, örnek olay incelenmesi, beyin fırtınası, soru-cevap ve uygulamalı etkinlikler temelli çalışmalar yürütülmüştür. Tüm oturumların sonunda sürece ilişkin değerlendirmeler alınmıştır. Velilerin kendi kişisel yaşamlarında bu konuda ki bilinçli farkındalıklarının artırılması ve yakın çevresindeki insanlara da ulaşarak ilk çocukluk yıllarının önemine ilişkin toplumsal farkındalığın artırılması hedeflenmiştir.

Gelişim dönemleri ve ihtiyaçlar hakkında bilgi verilmesinin yanında, beslenme, uyku, ekran bağımlılığı, hareket, uyaran zenginliğinin artırılması, sosyal beceri ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi gibi konularda ayrıca hassasiyet gösterilmiş ve üzerinde önemle durulmuştur.

     Çalışma nisan ayında 3 oturum halinde planlanmış ve uygulanmıştır.